19 Aralık 2020 Cumartesi

Hikaye Denemesi - 2

 İş ortamında yazılmış bir deneme (yer: Perpa Ticaret Merkezi)

Bütün malı çekiyoruz kardeşim, dedi. Sen de biliyorsun bu iş böyle, bekletiyoruz seni. O iş böyle miydi, nasıldı? Karaborsa demek istiyordu aslında. Telefonda mı söylemek istememişti, yoksa malum olanı söylemek alimlik getirmez mi dedi, bilinmez. Zaten alim de değildi.

Müşteri geldi cebinde yanıp tutuşan üç beş lirasıyla. En acil nasıl yükleriz, dedi. Cevabını hemen istiyor ama hazmedebileceği kadar da yavaş verilsin istiyordu. Tüccar tekrarladı, en acil en acil. Sanki bulmaca çözüyordu. Vallahi, dedi, portif var bizim onunla dayarız kıç tarafına. Fesatlığından güldü. Hem dil bilmiyordu hem cüretkardı hem de bilge geçiniyordu. Tecrübe ile bilgelik aynı mıydı? Değildi elbet, yoksa bilgeye işin kaşarı denirdi.

O dingil benden üç çuval istedi, diye bağırdı depodan eski mülteci eleman. Bunu duyan tüccar hemen tercüman görevine soyundu. Alt tabaka ile orta gelir grubu arasında çeviri yapmak gerekirdi bazen. Üç adet koli sipariş edilmiş, dedi dingile. Ama dingil demedi, malum olan dile gelmesin diye. Dile gelmezse problem yoktu.

Dingil gülümsedi. Adı çıkmıştı ama işi hallolmuştu.


Moiz K.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Balık Vermek Mi, Yoksa Balık Tutmayı Öğretmek mi: Bir Tercih Karmaşası

İnternette bulabildiğim kadarıyla bu soru, Konfüçyüs'e ait bir cümleden hareketle soruluyor. "Bir kişiye iyilik yapmak istiyorsan o...